Start-up'lardan ziyade 'BT şirketleri' terimi daha doğru olabilir. Son zamanlarda çok düşünüyorum - bu sektör nerede yanlış yaptı?
Bir bilgisayara ilk kez 1995 yılında dokundum. Babamın şirketi bana eski bir Windows PC vermişti. Kır evimin bir köşesinde ilk kez internete bağlandığım geceyi hala hatırlıyorum. Dünyaya bağlı olma hissi beni gerçekten mutlu etmişti. Bu bir iş değil, **oyun** idi.
O zamanlar bilişim sektörü zeki insanlar için bir yer değildi. Aksine, bilgisayarlardan hoşlanan inekler için bir oyun alanıydı. Herkes biraz beceriksizdi ama eğleniyor gibi görünüyorlardı. Bu atmosferi sevdim ve bu dünyanın bir parçası olmayı arzuladım.
Ancak çok geçmeden endüstri iyi finanse edildi, "Doğru" kariyer yolunu seçen insanların sayısı arttı. Mantıklı, rakamlarla arası iyi olan ve başarıya giden en hızlı yolda ilerleyen insanlar. O andan itibaren bir şeyler değişti.
Sezgi ve duyarlılık yerine **veri ve verimlilik adalet** oldu. İlham yerine tekrarlanabilirlik. İlhamdan ziyade ölçek. Ve böylece teknoloji dünyası, Teknoloji dünyasının giderek bir "oyun "dan ziyade bir "din" haline geldiğini hissediyorum.
Bir keresinde ben de rakamlarla uğraşmıştım. Üniversiteden ayrıldım, bir emlak fonuna katıldım ve rasyonellik için mücadele ettim. Ama orası insanların yıprandığı bir yerdi. Ben de ayrıldım ve küçük bir e-ticaret şirketine geçtim. Tek bir CEO'su olan bir şirket. Orada satış yaratmak için teknolojiyi kullandım, Tek bir kişinin bile yüz milyonlarca rakamı hareket ettirebileceğini keşfettim. Bundan keyif aldım. Yeteneği olmayan insanların bile bir şansı olduğunu hissettim.
Ancak bugün BT sektöründe durum artık böyle değil. Sadece birkaç dahi pazarı yönlendiriyor. Yapay zekayı eğitebilenler. Ya da bir makine gibi sayıları takip edebilenler. Sadece bu iki tür insan hayatta kalabiliyor.
Rasyonel bir dünyada bu doğal bir evrim olabilir. Ancak bunun ötesindeki geleceği 'mutluluğa' yaklaşmak olarak görmüyorum. Bu sektörde artık bir **mutluluk tanımı** yok.
Bence teknoloji "oyun" olduğunda çok daha insaniydi, Bence çok daha insancıldık. O zamanlar sayılarla ilgili değildik, Dünyayı sayılarla değil, heyecanla birbirine bağladık.